Bebeğiniz dünyaya geldiğinde her yönden, her şey, tamamen size bağımlı bir bireydir. Aylar, yıllar geçtikçe bu durum değişir. Ebeveynler olarak nihai hedefiniz çocuğunuzun zaman içinde kendi başına ayakta duracak, hayatını kendi aklı – fikri, bilgisi ve donanımıyla devam ettirebilecek biri haline gelmesidir. Onun giderek daha bağımsız, daha kendine yeten biri olmasını istersiniz, zira böylece hayatla sizin varlığınız veya desteğiniz olmadan da mücadele edebilmesini ve başarılı olmasını istersiniz. Bunu sağlamanın yollarından biri çocuklarda sorumluluk duygusu oluşturacak şekilde davranmaktır. Çocuğunuza yaşına, yeteneklerine ve becerilerine uygun sorumluluklar vererek onun özgüven sahibi, bağımsız ve başarılı bir birey olmasına yardım edebilirsiniz.
Çocukta sorumluluk ve güven duygusu birbirine paralel olarak gelişir. Her 2 duygunun temelinin de yaşamın ilk yıllarında atılması gerekir. Çocuğunuz 2 -3 yaşlarındayken ona sorumluluk sahibi bir kişi olmayı öğretmeye başlayabilirsiniz. 1 – 3 yaş arasındaki çocuklar düşürdükleri bir nesneyi yerden kendileri alabilir, oyuncaklarını oyuncak kutusuna koymaya başlayabilirler. Çocuğunuzun yapabileceği şeyleri onun adına yapmaktan kaçınmalısınız, bu önemlidir. 3 yaşındaki çocuğunuz sizin de yardımınızla kıyafetlerini çıkarabilir ve eline alıp kirli sepetine götürebilir. Kaşık tutmayı öğrenen bir çocuğun, biraz döke saça da olsa, yemeğini kendi başına yiyebilir ve yemelidir de.
Çocuklarda sorumluluk bilincini geliştirmek amacıyla onlardan istenen şeyler çocuğun yaş grubuna ve kişisel özelliklerine uygun olmalıdır tabii. Çocuktan kapasitesini aşan bir şey istenir ve o da bunu başaramazsa kendine güveni sarsılır. Beklentileriniz makul olmalı ve yapabilmek için gayret ettiği bir şeyi mükemmel bir şekilde yapamasa, örneğin kazağını çok düzgün bir şekilde katlayamasa da gösterdiği çabayı övmelisiniz. Çocuğunuz kendisine verilen bir sorumluluğun üstesinden geldiği zaman onu detaylı sözlerle takdir etmeyi de ihmal etmemelisiniz. “Oyuncaklarını topladığın için teşekkür ederim, bana çok yardımcı oluyorsun” demek sadece “Aferin oğlum / kızım” demekten daha etkilidir.
Çocuğunuzun iyi davranışlarına ve başarılarına maddi bir değer biçmeyin, şunu yaparsa bunu alacağınızı söylemeyin. Bunu seyrek olarak yapmanın ciddi bir etkisi olmayabilir ama alışkanlık haline getirirseniz çocuk belli davranışları doğru, gerekli ve yerinde olduğu için yapan biri değil ödül için yapan birine dönüşür.
Bir çocuğa kendi başına yapabileceği şeyleri, örneğin bir mandalinayı soymayı öğretmek gerekir. Bazı işlere yardım etmesine izin vermek de faydalıdır. Örneğin katladığınız çorapları yerine koyabilir ya da toz bezini yıkayıp silebilir. Bu tip sorumluluklar çocuğun yaşına göre değişecektir tabii. Çocukta sorumluluk ve güven duygusunun beraber geliştiğini yukarıda belirtmiştik. Bu şekilde davrandığınız zaman çocuk hem kendisinin de bazı görevleri olduğunu anlar, hem de bir şeyler yapmayı başardığı için kendine güveni artar.
Bir çocuk, çok çaba gösterdiği halde bir şeyi gerektiği gibi yapamıyorsa onu zorlamamak gerekir. Biraz sabırlı olun ve nasıl yapması gerektiğini gösterin, zamanı gelince başaracaktır.
Çocuklar anne – babalarının davranışlarını yansıtırlar ve onların davranışlarını sözlerinden daha çok dikkate alırlar. Bu yüzden ona bu konuda ve her konuda iyi örnek olmaya da dikkat etmelisiniz. Çocuğunuzun nasıl biri olmasını istiyorsanız siz de öyle davranmalısınız. Sözlerinizle davranışlarınızın çelişmemesine dikkat etmeli, vaat ettiğiniz ödülleri sunmalı, uygulamayacağınız cezalarla tehdit etmemeli ve verdiğiniz cezaları da uygulamalısınız. Ebeveynler, istedikleri sonucu başa şekilde alamadıkları zaman çocuklarını cezalandırmak zorunda kalabilirler. Bu durumda verdiğiniz cezanın insaflı olmasına dikkat edin. Ve çocuğunuz kusurlu bir hareketi sürekli olarak tekrarlıyorsa ona devamlı olarak bu yüzden ceza vermek yerine o kusurun neden hep tekrarlandığını araştırın. Altında farkında olmadığınız bir sorun yatıyor olabilir.