Kanser Ve Kemoterapi Hakkında Sık Sorulan Sorular

Damla İnsan Kaynakları
Kanser Ve Kemoterapi Hakkında Sık Sorulan Sorular

Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde sıklıkla görülen ve toplumda ürkütücü isimlerle anılan kanser hastalığı ve kemoterapi hakkında neler biliyorsunuz?

1.Kanser Ne Demektir?

Kas ve sinir hücreleri dışındaki sağlıklı vücut hücreleri, sınırlı bir bölünme yeteneğine sahiptirler. Sağlıklı bir hücre, hayatı boyunca, gerektiği zaman ve gereken sayıda olmak üzere kontrollü bir şekilde bölünür. Kanser hücreleri kontrolsüz bölünüp çoğalma özellikleriyle bu sağlıklı hücrelerden farklıdırlar. Kanser hastalığı, bu hücrelerin birikmesiyle oluşan kitlelerin normal dokulara çeşitli şekillerde zarar vermesi sonucunda oluşur.

2.Kanserin Sebepleri Nelerdir?

Vücutta kanser oluşmasına yol açan pek çok etken vardır. Bunların bazıları kalıtımla, bazıları kişinin yaşam tarzıyla ilgilidir. Bazı dış etkenler de kansere yol açabilir.

*Ailesel – genetik etkenler

*Sigara ve alkol kullanma alışkanlığı

*Uzun süre güneşe maruz kalma

*Sağlıksız beslenme alışkanlıkları

*Hepatit B ve C virüsleri, HPV (İnsan papilloma virüsü) gibi virüsler

*Fazla miktarda röntgen ışınıma maruz kalma

*Radyasyona maruz kalma

*Kimyasal maddeler

*Hava kirliliği

3.Ülkemizde Kanser Ne Sıklıkta Görülüyor?

Kalp ve damar hastalıkları bütün dünyada ilk sıradaki ölüm nedenidir. Kanser ise ikinci sıradadır. İstatistiklere göre batı toplumlarında her sene 250 – 350 kişiden biri bu hastalığa yakalanmaktadır. 60 yaş üstü insanlarda kanser daha çok görülmektedir. (Her 300 kişinin 4 – 5 tanesi)

Ülkemizde bu konuyla ilgili kesin istatistikler bulunmamaktadır. Tahminlere göre oranlar yukarıdakilerin yarısı civarındadır.

4.En Sık Görülen Kanser Türleri Hangileridir?

2016 itibarıyla dünya genelinde en fazla tanısı konulan kanser türü yüzde 13 oranıyla akciğer kanseridir. Onu yüzde 11,9 oranıyla meme ve yüzde 9,7 oranıyla kolon kanseri takip etmektedir.

Akciğer kanseri ölüme yol açan kanserler sıralamasında en yukarıdadır. (Yüzde 19,4) Onun ardından karaciğer kanseri (Yüzde 9,1) ve mide kanseri (Yüzde 8,8) gelmektedir.

2010 verilerine göre erkeklerde en çok rastlanan kanser türleri akciğer ve prostat kanserleridir. Erkekler, tütün kullanımından kaynaklanan kanserlere daha çok yakalanırlar.

Kadınlarda en sık görülen kanser türü ise meme kanseridir.

Profesör Doktor Coşkun Tecimer, 2015 yılında, ülkemizde en sık görülen kanser türleri sıralamasını şu şekilde yapmıştır:

1.Akciğer kanseri

2.Prostat kanseri

3.Meme kanseri

4.Deri kanserleri

5.Mide kanserleri

6.Mesane kanseri

7.Kalın bağırsak kanseri

8.Tiroid kanseri

9.Rahim kanseri

10.Kadın yumurtalık kanseri

5.Kanser Belirtileri Nelerdir?

*Rahim veya makat bölgesinden gelen normal dışı kanama

*Memede ya da vücudun başka yerlerinde beliren şişlikler

*İyileşmek bilmeyen yaralar

*Ağzın içinde ve dudakta beyaz veya kırmızı renkli plak, sertlik, kitle gibi şeyler

*Ağız bölgesinde geçmeyen yaralar (Ağrılı veya ağrısız)

*Vücuttaki ben veya siğillerin büyümesi, kanaması, renk değiştirmesi

*Boyutları, biçimi ve rengi değişen, ülserleşen ya da çabuk kanayan benler

*Fazla uzun süren ses kısıklığı ve öksürük

*Pis kokulu ve kanlı balgam

*Yutmakta zorluk çekme, hazımsızlık

*Dışkılamada değişiklikler oluşması

*Kanamalı idrar

*Meme derisinin üzerinde kalınlaşma, çekilme, çökme gibi değişiklikler

*Göğse dokunulduğu zaman ele bir kitle gelmesi

*Meme başından berrak ya da kanlı bir akıntı sızması

*Fazla uzun süren ishal veya kabızlık

*Vücut ağırlığının açıklanamayan bir sebeple azalması

*Adet düzensizlikleri, kanamanın fazla olması ya da uzun sürmesi

*Adet dönemleri arasında veya menopoza girildiği halde kanama olması

*Normalden fazla miktarda vajinal akıntı

*Cinsel ilişki sonrasında kanama olması

*Vücut ısısının açıklanamayan bir sebeple ve uzun süreyle yükselmesi

6. Tümör Tedavisi Nerede Yapılmalıdır?

Bir ekip işi olan tümör tedavisinin bu ekibin bütün üyelerinin eksiksiz olduğu bulunduğu merkezlerde yapılması gerekir. Bu ekipte;

*Tümör cerrahisi alanında yeterince bilgili ve tecrübeli bir uzman cerrah,

*Işın tedavisi (Radyoterapi) alanıyla ilgili bir radyasyon onkoloğu,

*Radyolog

*Patolog

*Kemoterapi uygulaması konusunda bilgisi olan bir hemşire,

*Kemoterapi ve hasta bakımı konularında bilgili bir medikal onkolog bulunması gerekir.

Uzmanlık, tecrübe ve teknoloji kanser tedavisi söz konusu olduğunda yaşamsal önem taşıyan konulardır. Tedavi için tıbbın farklı dallarında uzman olan kişilerin beraberce planlama yapması gerekir.

7.  Kemoterapi Ne Demektir?

Kanser tedavisi sürecinde önemli bir yeri olan kemoterapi kanser hücresinin öldürülmesi ve büyümesinin yavaşlatılması amacıyla uygulanır. Bu sırada kimyasal kanser ilaçları kullanılır. Bu sitotoksik (Hücre üzerinde toksik etki yaparak ölmesini veya fonsiyonunun durmasını sağlayan) ilaçların etki edecek dozda ama hastayı yan etkilerden koruyacak şekilde uygulanması gerekir. Kan aracılığıyla vücuda dağılan ilaçlar, kontrolsüz bir şekilde büyümekte olan tümör hücrelerinin çoğalmasına mani olur.

Cerrahi ve radyoterapi lokal, yani hastalığın görüldüğü bölgeye veya yaraya direkt olarak uygulanan tedavi yöntemleridir. Bu yöntemlerin ardından, kemoterapi ve immünoterapi gibi sistemik, yani bütün vücudu tedavi etmeye yönelik tedaviler uygulanır.

7.1 Kemoterapi Nasıl Uygulanır?

Kemoterapi ilaçları hastaya daha çok damar yoluyla verilir. Ayrıca kas içi, akciğer zarlarının arası, cilt altı gibi vücut boşluklarına enjeksiyon vb. uygulamalar yapılabilir veya ilaçlar tablet olarak ağızdan alınır.

7.2 Kemoterapi Uygulamasında Amaç Nedir?

*Kanseri tedavi etmek

*Yayılmasına, başka organlara taşınmasına engel olmak

*Kanser hastalığının yol açtığı şikayetleri ve rahatsızlıkları azaltmak ya da yok etmek

*Tümörün büyümesini yavaşlatmak

*Hastalık başka yerlere yayılmışsa, bu hastalıklı hücreleri yok etmek

7.3 Kemoterapi Tedavisi Kim Tarafından Uygulanır?

Özel bir ihtisas gerektiren bu tedavi türü bir medikal onkolog (Tümör tedavisi alanında uzmanlaşmış iç hastalıkları uzmanı) tarafından uygulanır.

7.4 Kemoterapi Uygulama Çeşitleri Nelerdir?

*Neo – Adjuvan Kemoterapi Tedavisi: Tümörün sınırlı ve cerrahi yöntemlerle çıkarılabilir olması durumunda kitleyi küçülterek ameliyatı kolaylaştırmak için verilen kemoterapi.

*Adjuvan Kemoterapi Tedavisi: Hastanın ameliyat edilmesinden sonra, hastalığın tekrar oluşma riski değerlendirilerek lokal olarak yeniden oluşmasının ve yayılmasının önlenmesi için uygulanan kemoterapi.

*Palyatif Kemoterapi Tedavisi: Hastalığın vücuda yayılmış olması halinde tümörü geriletmek veya denetim altında tutmak ya da tümörün sebep olduğu belirtileri ortadan kaldırmak için verilen kemoterapi.

7.5 Kemoterapinin Yan Etkileri Nelerdir?

Günümüzde kullanılan kemoterapi ilaçlarının yan etkileri tıp teknolojilerinin gelişmesi sayesinde oldukça azaltılmış olsa da tedavi sırasında normal, sağlıklı hücrelerin de etkilenmesi  riski tamamen ortadan kalkmış değildir.

Hastalara kemoterapi uygulandığında sıklıkla görülen yan etkiler şunlardır:

*Bulantı

*Halsizlik

*İştahsızlık

*Kusma

*İshal ya da kabızlık

*Saçların dökülmesi

*İşitme ve tat alma duyularının zayıflaması

*Yaygın vücut ağrıları

*Ellerde ve ayaklarda uyuşma

*Kemik iliği baskılanması

-Kırmızı kan hücrelerinin (Hemoglobin ve hemotokrit) düşmesinin yol açtığı halsizlik

-Sarı kan hücrelerinin (Trombosit) düşmesinin sebep olduğu kanamalar

-Beyaz kan hücrelerinin (Lökosit ve nötrofil) düşmesinin yol açtığı enfeksiyon riski

Kemoterapi tedavisi için kullanılan ilaçların sayısı 50’den fazladır ve her birinin yan etkileri kendine özgüdür. Yukarıda sayılan yan etkilerin hepsi aynı anda görülmez.  Bu etkilerin şiddeti hastalığın vücudun hangi bölgesini etkilediğine, hangi evrede olduğuna, hastanın yaşına ve cinsiyetine, kansere eşlik eden başka hastalıklar olup olmadığına ve kişinin bünyesine göre değişkenlik gösterir.

7.6 Kemoterapinin Yan Etkileri Önlenebilir Mi?

Kemoterapinin yol açtığı yan etkiler genellikle 1 – 2 gün içinde başlar ve çoğu zaman 1 hafta – 10 gün içinde azalır ya da ortadan kalkar. Fakat bu hepsi için geçerli değildir, bazıları daha uzun sürebilir. Bu yan etkiler rahatsız edici olmakla beraber geçicidir ve kısa sürmelerini sağlayan en önemli etkenlerden biri hastanın bağışıklık sisteminin güçlü olmasıdır. Hastanın umutlu, sakin ev dayanıklı olması bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.

Kemoterapi sonrasında bulantı ve kusma sorunu yaşayan hastalara beynin bu belirtilere yol çan merkezini baskılayan ilaçlar verilir.

İştah azalması ve kilo kaybı yaşayan hastalar oral beslenme ürünleriyle beslenir.

Bazı ilaçlar saçların ilk kürden itibaren dökülmeye başlamasına yol açar. Dökülen saçlar kemoterapinin bitmesinden birkaç ay sonra yeniden çıkar. Mümkünse saçların tedavi başlamadan önce kesilmesi tavsiye edilir.

Kemoterapi tedavisi kırmızı kan düşüklüğüne veya sarı kan düşüklüğü ve kanamaya sebep olursa hastaya durumuna göre kırmızı veya sarı kan verilir.

Beyaz kanı düşük ve ciddi enfeksiyon riski altında olan hastaların tedavisi için kemik iliğini uyaran ilaçlar kullanılır. Beyaz kan düşük ve ateş yok ise koruyucu bir tedbir olarak oral antibiyotik tedavisi başlatılır. Beyaz kanın çok düşük olması ve ateş gelişmesi durumunda (Febril nötrofeni) hastanın ölüm riski yüksektir. Bu durumdaki hastaların mümkünse enfeksiyon kaynağının bulunması ve damar yoluyla geniş etkili antibiyotik tedavisi için tek kişilik bir odada izole edilmeleri gerekir.

7.7 Kemoterapi Alırken Çalışılabilir Mi?

Birçok kanser hastası, doktorun uygun gördüğü sınırlar dahilinde ve tedavi planını aksatmamak koşuluyla olmak üzere işe gidebilir, gündelik hayat düzenini sürdürebilir. Bazı kanser hastaları ise, hastalığın cinsi ve yayılma durumu, uygulanan tedavinin yoğunluğu ve yan etkileri yüzünden çalışma hayatlarını sürdüremeyebilirler. Örneğin kemoterapi sonrası için verilen bulantı kesici ilaçlar uyku hali yaparak araba sürmeyi sakıncalı hale getirebilir.

Genel olarak hastaların kemoterapi sürecinde mümkün olduğu kadar günlük hayatlarına devam etmeleri önerilir. Alınan tedavi yapılan işi önemli ölçüde etkilemiyorsa kısa dinlenme aralarıyla çalışmaya devam edilebilir. Bu konudaki kararın doktorla konuşularak alınması ve doktorun tavsiyelerine uyulması gerekir.

7.8 Kemoterapi Cinsel Hayatı Etkiler Mi?

Kadınlarda adet düzeninin bozulmasına yol açabilir. Adet kanaması çoğu zaman geçici, bazen de kalıcı olarak kesilerek kısırlık sorunu yaşanabilir. Terleme, vajinal kuruluk ve ateş basması gibi menopoz dönemi sorunlarına benzeyen sıkıntılar görülebilir.

Kemoterapi erkeklere sperm sayısını azaltıp çoğu zaman geçici, nadir olarak da kalıcı kısırlığa sebep olabilir. Çocuk sahibi olmak isteyen üreme çağındaki erkekler testis tümörleri gibi sorunlar yüzünden kemoterapi almak zorunda kalırlarsa daha sonra baba olabilmek için tedaviden önce spermlerini sperm bankalarında dondurarak koruma yoluna gidebilirler.

7.9 Kemoterapi Alırken Tatil Yapılabilir Mi?

Hastalık tedavi planının aksatılmaması şartıyla evet, yapılabilir. Nerede ve nasıl bir tatil yapılacağı hakkında doktorla konuşup tavsiyelerini dikkate almak gerekir. Bazı kanser ilaçları cilt üzerinde yan etkiler yapabilir ve güneş ışığıyla temas edildiğinde cilt lezyonlarının artmasına yol açabilir. Tatil öncesinde kan sayımı yaptırılarak lökosit ve trombosit değerlerinde havuza veya denize girilmesine engel olacak bir durum olup olmadığı öğrenilmelidir.

7.10 Kemoterapi Sırasında Veya Sonrasında Hamile Kalmak Riskli Mi?

Kemoterapi alan kadınların gebe kalmamak için gereken doğum kontrol yöntemlerini uygulamaları gerekir. Tedavi sırasında gebe kalınırsa çocuğun sakat doğması ihtimali çok yüksektir. Kemoterapi bitip de vücudun hormonal durumu normale döndüğü zaman, tedavinin devam ettirilmesi gerekli görülmüyorsa, doktor kontrolünde olmak şartıyla hamile kalınabilir.

Doğumdan sonra kemoterapi alması gereken veya emzirme sürecinde kansere yakalandığı için kemoterapi alacak olan anneler bebeklerini kesinlikle emzirmemelidirler.

BLOG KATEGORİLERİ
Faydalı Bilgilerİş Hayatı / KariyerGenelHizmet Noktalarımız