Özel hayatla iş hayatı arasındaki dengeyi kuramayan insanlar çeşitli psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklara maruz kalabiliyorlar. Çalışmak insanın maddi ihtiyaçlarını karşılamasını, hayat standartlarını yükseltmesini sağlıyor; bir kariyer hedefi varsa manevi tatmin de getiriyor ama fazla yoğun iş hayatı çeşitli psikolojik ve fiziksel sorunlara yol açabiliyor. Çok fazla çalışan insanlar kendilerine ve yakınlarına zaman ayıramıyorlar, bu da sosyal ilişkilerinin bozulmasına yol açıyor. Ayrıca uykuya dalmakta zorlanıyor, baş ağrısı çekiyorlar. Mutsuzluk ve zihinsel yorgunluk da aşırı çalışmanın olumsuz sonuçları arasında yer alıyor. Araştırmalar çok yoğun bir iş temposu olan, uzun saatler boyunca çalışan kişilerin Alzheimer olma riskinin de yüksek olduğunu gösteriyor. Bu belirtiler size tanıdık geliyorsa aşağıdaki tavsiyeleri dikkate almanızı tavsiye ederiz. Böylece durumun daha da kötüye gitmesinin önüne geçebilirsiniz.
Yaptıklarınızın gerçekten gerekli olup olmadığını sorgulayın: Düzenli olarak yaptığınız bazı şeylerin hepsi çok önemli olmayabilir, bazılarını alışkanlıktan dolayı yapıyor olabilirsiniz. Yazılan raporlar, cevap verilen e – mailler, yapılan toplantılar; bunların hangileri gerçekten önemli, hangilerini yapmasanız da olur, bunu ayırt etmeye çalışın. Yapılmaları çok gerekli olmayan işleri eleyerek kazandığınız zamanı daha verimli işler için kullanabilirsiniz.
Masanızı motivasyonunuzu arttıracak şekilde düzenleyin: Çalışma masanızın üstünde sevdiğiniz kişilerin fotoğrafları, çiçek, bir hobinizle ilgili bir aksesuar vb. şeyler bulunursa kendinizi daha iyi hissedersiniz, motivasyonunuz yükselir.
Vücudunuza iyi bakın: Dengesiz beslenmek sağlığınızın yanı sıra ruh halinizi de olumsuz etkiler, yorgunluk hissetmenize sebep olur. Sağlıklı beslenmeye dikkat edin. Bolca su içmeyi ihmal etmeyin.
Sınır koyun: 7 / 24 çalışan biri olmayın. Yoğun iş hayatı kendinize zaman ayırmanızı, sevdiğiniz insanlarla bir şeyler paylaşmanızı engellemesin. İş hiçbir zaman bitmez, her zaman yapılacak bir şeyler vardır. İşin özel hayatınızı olumsuz etkilemesine izin vermeyin. Ailenizle, yakınlarınızla beraber geçireceğiniz, iş konuşmayacağınız zamanlar olsun ve çevrenizdeki insanların da bunu bilmesini sağlayın. Siz kendi zamanınıza, özel hayatınıza değer vermezseniz başkaları hiç vermez.
İş aralarını, yemek saatlerini iyi değerlendirin: Mutlaka ve mutlaka mola verin, hakkınız olan dinlenme saatlerinde çalışmayın. Mola zamanlarında hava almak, yemek yemek, gündelik sohbetler etmek, küçük bir yürüyüş yapmak kendinizi iyi hissetmenizi ve çalışma zamanı geldiğinde daha verimli çalışmanızı sağlar. Anlamlı ilişkiler kurmak önemlidir: Çevrenizde sizden daha büyük ve tecrübeli kişiler de, size yeni bakış açıları sunacak daha genç insanlar da, kolayca bağlantı kuracağınız yaşıtlarınız da olmalı. Her 3 tip de sizi farklı açılardan geliştirir.
Bilinçsiz düşünme zamanları yaratıcılığı geliştirir: Önemli bir karar almanız, bir soruna çözüm bulmanız gerektiği zaman önce verileri ve olguları inceleyin. Sonra egzersiz yapmak veya yürüyüşe çıkmak gibi, kontrolün beyninizden bedeninize geçmesini sağlayacak bir şeye zaman ayırın. Araştırmalar, böyle bir moladan sonra konuya dönmenin ortaya yaratıcı fikirler çıkmasına yardımcı olduğunu gösteriyor.
Eve iş getirmeyin: Eve iş getirmek mümkün olduğu kadar kaçınmanız gereken bir şey, bunu fazla yapmamaya, hatta hiç yapmamaya çalışın. Eşinizle, çocuklarınızla, arkadaşlarınızla ev ortamında keyifli zamanlar geçirmeniz hem sizin, hem de onların mutlu olmasına sebep olur. Bu güzel molalar iş veriminizi de arttırır.